2 Ağustos 2012 Perşembe

ARAKAN DA KATLİAM-4

ARAKAN DA KATLİAM-3

 

RESULULLAH (S.A.V) AĞLIYOR...



RESULULLAH (S.A.V) AĞLIYOR...



Resulullah ağlıyor

Ümmet görmüyor

Kızıla bürünmüş gökyüzünde

Kapkara bulutlar ağlıyor



Göz yaşlarına sema eşlik ediyor

Ay eşlik ediyor

Kuşlar böcekler mahlukatı alem

Toprak bile beraber ağlıyor



Resulullah ağlıyor ümmet görmüyor

Yetimlerine ağlıyor.

Oda yetimdi ya

Bu acıyı iyi biliyor

Ama ümmet hâlen uyuyor.



Resulullah ağlıyor,ümmet görmüyor

Çeçenistana,Filistine,Afganistan'a

Namusu kirletilmiş,Iraktaki bacıların

Arşı ağlatan feryadına

Dünyadaki tüm malzum müslümanlara ağlıyor

Ama ümmet hâlen uyuyor.



Resulullah ağlıyor,hıçkırıkları kulaklarımda

Yetim kalmış ümmetine ağlıyor

Hani nasihat etmiştiya müminlere,

Dünyanın bir ucunda müslümanın parmağına diken batsa,

Benim kalbim sızlar diye



Resululah ağlıyor ümmet uyuyor

Dünya hiç bu kadar zulüm etmemişti müslümanlara

Melekler eşlik etmiyor,sanki yaptığımız dualara

Toprak bile küsmüş sanki mahsul vermiyor

Eskisi gibi tüm dünyaya



Resulullah ağlıyor ümmet görmüyor

Malzum müslüman kanları

Bakın artık dünya kızıla bürümüş

Ama ümmet hâlen uyuyor.



Resullah ağlıyor.

Yanında adaletin babası Ömer ağlıyor

Ebubekir sıddık ağlıyor.

Hz. Osman ağlıyor,

Allahın aslanı Ali ağlıyor,ashabı kiram ağlıyor

Ama ümmet hâlen uyuyor.



Resulullah ağlıyor

Dünyadaki yetimlerine ağlıyor

Göz yaşları sanki sel olmuş

Dünyayı basıyor.

Ama ümmet hâlen uyuyor.



Resulullah ağlıyor

Ümmete sitem ettiğini söylüyor

Sitemi Allah'a varıyor

Akşamlar birazdaha zalim sanki

Yıldızlar eskisi gibi parlamıyor

Uyanmayan ümmet bizleri

Kimbilir ne gazaplar bekliyor.



Bahri Karaçöl

HADİS-İ ŞERİFLER


  HADİS-İ ŞERİFLER



"Şarkta(Doğuda) bir müslümanın ayağına diken batsa garptaki(batıdaki) bunu yüreğinde hissetmiyorsa gerçek iman etmiş sayılmaz"


Konuyla ilgili benzer hadis-i şerifler şunlardır :


Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :

...
Vücudun herhangi bir organı rahatsız olursa, diğer azalar da ona uykusuzluk ve ateş ile iştirak ederler.
(Buhârî, Edeb, 27)Nu'mân bin Beşîr radiyallahu anh'dan: Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

"Muminler; birbirlerini sevmekte, birbir­lerine merhamette, birbirlerine şefkat göster­mekte tek vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır."
(Cem'ul fevaid el Rudani, Edeb, 7820; Buhârî; Muslim)

Bu sözün bir benzerini tasavvuf ehlinden Ebu’l-Hasan Harakânî isimli kişinin söylediği iddia edilen söz ise şöyledir :

“Şam’da bir müslümanın ayağına bir diken batsa benim ayağım kanar. Horasan’da bir müslümanın ayağına bir taş çarpsa benim ayağım sızlar.”

ARAKAN MÜSLÜMANLARI NI CANLI CANLI YAKIYORLAR...




ARAKAN MÜSLÜMANLARI’NI CANLI CANLI YAKIYORLAR...
Burma Müslümanları katliamı devam ediyor,geçen gün 1000 kişi soğukkanlılıkla öldürüldü, Medya ilgilenmiyor. İnsanlığın vicdanını uyandırmak için...

Burma'da budistler müslümanları katletmeye devam ediyor.

Burma Arakan'da budistler müslümanları katletmeye devam ediyor. Müslüman çocuklarını ellerini birbirlerine bağlayıp suya atıyorlar boğularak ölümlerini izliyorlar. Dünya sessiz kalıyor. Dünya televizyonları gazeteleri bu haberleri görmüyor. Dünyanın dikkatini bu yöne çekmek için,lütfen şu mübarek günlerde dünyanın dört bir yanında müslümanlara zulmediliyor. Sessiz kalma. Müslüman şu mübarek günlerde birkez olsun aç elini dua et. Birkez olsun şu haberleri duyur. Bir kez olsun müslüman kardeşlerinin derdiyle dertlen....

ARAKAN DA KATLİAM-2

ARAKAN DA MÜSLÜMAN KATLİAMINA SESSİZ KALMA!

Müslüman Kadınlara Tecavüz Ediliyor!



Müslüman Kadınlara Tecavüz Ediliyor!
Budistler kuşattıkları bir köyde kadın ve genç kızlara tecavüz ediyor. Dört bir yanından sıkı ablukaya alınan köyün tüm erkekleri ise tutuklu!

Sınır Muhafızları (Nasaka) ile Budist gençler, Mangad’ın güneyindeki Srafrang köyünde genç kızlara ve kadınlara tecavüz ediyor.
Budistler geçtiğimiz ay bu köyü yakmış, polis güçleri genç ve yetişkin tüm erkekleri tutuklamıştı. Köyde kadın, çocuk ve yaşlılardan başka kimse kalmadı. Mazlum köylüler yemeksiz, içeceksiz ve elbisesiz sokakta uyuyor. Nasaka güçleri köyü dört bir yanından kuşattı.
Köye kimse ulaşamadığı gibi içinden de kimse çıkamıyor. Şu ana kadar köyde şehit edilen kadın sayısı sekiz. Budistler kendilerine karşı direnmeye çalışan Hasan Şerif isimli bir yaşlı dedenin de sakalını yaktı. Çocuklar, kadınlar en yüksek sesleriyle haykırarak şöyle sesleniyor: ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla.’

Ancak aliminden siyasisine, küçüğünden büyüğüne, kadınından erkeğine tüm dünya suskun seyrediyor. Burma Müslümanları uzun yıllardır olduğu gibi bugün de sessiz bakışlar arasında katledilmeye devam ediyor.
Timetürk

http://www.anadoluhaberim.com/haber_detay.asp?haberID=3051

NORVEÇLİ FAŞİST HİRİSTİYAN TERÖRİST

 
 
 
NORVEÇLİ FAŞİST HİRİSTİYAN TERÖRİST


Anders Behring Breivik (d. 13 Şubat 1979, Oslo),Norveçli katil.
 

Tarihe 2011 Norveç saldırıları olarak geçen 77 kişinin yaşamını yitirdiği 242 kişinin ise yaralandığı terör eylemlerinin faili. Polis Breivik'in saldırıda tek başına hareket ettiğini düşünse de, bir yardım ihtimalini de elden bırakmadı. Bulgulara göre, saldırı günü internet üzerinden Andrew Berwick adıyla kendi çok kültürlülük karşıtı ve aşırı sağcı ideolojilerini anlatan, Türkçesiyle "Bir Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi-2083" başlıklı 1516 sayfalık bir manifesto yayınlamıştı. 2012 yılındaki duruşmasında mahkemenin yetkilerini çok kültürlülüğü destekleyen Norveç siyasi partilerinden aldığını ifade etti ve Norveç mahkemelerini tanımadığını belirtti. Nazilerin kullandığı ırkçı selamı veren Breivik, mahkemede eylemleri gerçekleştirdiğini kabul ettiyse de, suçlu olduğunu kabul etmedi.


Breivik, Norveç'te gerçekleştirdiği eylemleri kabul ettikten sonra idam ya da müebbetin ceza yasalarında bulunmaması nedeniyle maksimum 21 yılla yargılanacak. Ancak serbest kaldığında toplum için tehlike oluşturmaya devam edebileceği yönünde bir karar verilirse, cezası her 5 yılda bir 5 yıl daha uzatılabilecek.



Anders Behring B, 24 Ağustos 2012 tarihinde yapılan karar duruşmasında 21 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. En ağır ceza olan 21 yıl hapse mahkûm edilen Breivik'in cezası müebbete çevrilebilecektir. Breivik bu cezanın en az 10 yılını yattıktan sonra durumu her 5 yılda bir yeniden değerlendirmeye alınacak. Karar, Breivik’in belli aralıklarla durumunun değerlendirilmesinin ve bu yolla ömür boyu hapiste kalmasının da önünü açıyor.


 




Nijerya'da Müslümanlar böyle katledildi



NİJERYA'DA MÜSLÜMANLAR BÖYLE KATLEDİLDİ



Müslümanlarla Hristiyanlar arasında gerginliğin sürdüğü Nijerya'da, silahsız Müslümanlar sokak ortasında yan yana diziliyor.


Ardından yere yatırılıyor ve keleşle tek tek öldürülüyorlar. Geçtiğimiz haftalarda El Cezire televizyonunun, güvenlik güçlerini sokak ortasında silahsız Müslümanları infaz ederken gösteren bir video yayınlamasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında 17 görevli gözaltına alındı. İzleyenlerin kanını donduran görüntülerde, ağırlıklı olarak Müslümanların yaşadığı kuzey bölgesinde polis ve askerlerden oluşan bir özel birim görevlileri, Nijerya genelinde şeriat kanunlarının hakim olmasını isteyen Boko Haram adlı bir grubun üyeleri oldukları bildirilen Nijeryalıları tek tek öldürüyor.


Görüntülerde Nijeryalı polis ve askerler, düzenledikleri baskınlarda yakaladıkları gençleri ve engelli insanları işlek bir caddede yüz üstü yere yatırıp kalaşnikoflarla vuruyor. Uluslararası kamuoyunu şoke eden olayın, geçtiğimiz yılın Temmuz ve Ağustos aylarında Nijerya'nın kuzeyinde Boko Haram grubuyla polis arasında çıkan çatışmaların ardından yaşandığı öne sürülüyor. Borno, Yobe, Kano ve Bauchi eyaletlerindeki çatışmalarda yaklaşık bin kişi hayatını yitirmişti. Olaylar Nijerya'da Batı tarzı eğitimin yasaklanmasını isteyen Boko Haram üyelerinin bir polis karakoluna saldırmasının ardından alevlenmişti. Haber metninin orjinal linki:




http://www.internethaber.com/muslumanlar-boyle-katledildi-234352h.htm


31 Temmuz 2012 Salı

Sırpların Bosna da uyguladıkları şerefsizlik ve tecavüze uğrayan kadınlar. Diğer kadın ise kendini asmış.

 
 
1992'de haçlı Sırp alçakların Bosna'da uyguladıkları şerefsizlik ve Tecavüze uğrayan kadınlar..Diğeri ise kendini asmış.

Arakan Müslümanları sınırdışı edilebilir

Fotoğraf: Arakan Müslümanları sınırdışı edilebilir Myanmar devlet başkanı ülkedeki Arakan Müslümanlarının sınırdışı edilerek BM denetimindeki kamplara yerleştirilmesini istiyor. Budist çetelerin son saldırılarıyla bir kez daha katliamlar yaşayan, uzun yıllardır baskı ve zulüm altında yaşayan Arakanlar, şimdi de topluca sürgün edilme tehlikesiyle karşı karşıya.. DEVAMI>>>http://www.anadoluhaberim.com/haber_detay.asp?haberID=3067 ...........

Arakan Müslümanları sınırdışı edilebilir.



Myanmar devlet başkanı ülkedeki Arakan Müslümanlarının sınırdışı edilerek BM denetimindeki kamplara yerleştirilmesini istiyor. Budist çetelerin son saldırılarıyla bir kez daha katliamlar yaşayan, uzun yıllardır baskı ve zulüm altında yaşayan Arakanlar, şimdi de topluca sürgün edilme tehlikesiyle karşı karşıya..


Güneydoğu Asya ülkesindeki Myanmar'da yaşayan Arakan (Rohingya) Müslümanlarının çilesi büyüyor.

Budist çetelerin son saldırılarıyla bir kez daha katliamlar yaşayan, uzun yıllardır baskı ve zulüm altında yaşayan Arakanlar, şimdi de topluca sürgün edilme tehlikesiyle karşı karşıya..

Myanmar Devlet Başkanı Thein, Arakan Müslümanlarının ülkeden sınırdışı edilmesi ve Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen mülteci kamplarına gönderilmesi gerektiğini söyledi.

Eski cunta lideri, dünyanın en çok baskı gören azınlıkların biri olan Arakan Müslümanları için bu sürgünü "tek çözüm" olarak niteledi. Myanmar lideri, bir milyondan fazla Arakanlı'yı, "herhangi bir üçüncü ülkenin kabul etmesi durumunda" göndereceklerini söyledi, "Bu bizi düşündüğümüz çözüm yolu" dedi.

Birleşmiş Milletler Mülteci Komsiyonu, Perşembe günü yaptığı açıklamada Myanmar Devlet Başkanı'nın yaptığı sınır dışı etme önerisinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Komisyon Başkanı Antonio Guterres, Devlet Başkanı'nın mülteci kamplarına yerleştirme fikrinin sadece ağır şartlarda ve mecbur kalındıkça yaralanıldığını söyledi..

BM yıllardır ayrımcılığı uğrayan, hareket ve arazi hakları kısıtlanan, eğitim ve kamu hizmetlerine ulaşamayan Arakan halkının vatansız bırakıldığına dikkat çekti.

Devlet Başkanı Thein ise internet sitesinde yaptığı açıklamada Antonio Guterres'e cevap olarak, Arakanlıların ülkesinde illegal bir şekilde bulunduğunu söyledi. Ayrıca Thein, Arakanlıları kendi etnik unsurlarından biri olarak görmediklerini belirtti.

Arakan Müslümanları yıllardır Myanmar hükümeti tarafından uygulanan sistematik baskı karşısında teknelerle kaçmaya çalışıyor. En önemli kaçış noktalarından biri olan Bangladeş ise, ülkede çok fazla Myanmarlı mülteci olduğu gerekçesiyle onları baskı gördükleri ülkeye geri gönderiyor.




 

SURİYE DE RESMEN ÇOCUK KATLİAMI!

SURİYE DE RESMEN ÇOCUK KATLİAMI!
Beşşar Esed'e bağlı silahlı güçlerin geçtiğimiz hafta Hama'nın Tiremse kasabasında gerçekleştirdiği katliamı 'teröristlere karşı' ilan etmesi üzerine, katliamın fotoğrafları yayımlandı.





Suriye rejimi ülkede ‘teröristlerle’ savaştığını savuna dursun, uluslararası basının ülkeden geçtiği resimler hiç de öyle olmadığını ortaya koyuyor. Dünya, Tiremse'deki katliamı tartışırken Hula kasabasında kiml...erin hedef olduğu çok açıkça görülüyor. Güvenlik güçleri tarafından hedef alınan halkın çoğunun çocuk olduğu hastanelerde çekilen fotoğraflarda çok net. Bununla birlikte 200'e yakın insanın öldürüldüğü öne sürülen olayla ilgili, Suriye ise Hama'nın Tiremse kasabasında ordunun silahlı gruplara karşı operasyon düzenlediğini ve bölgede katliam yapılmadığını savundu. Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdisi silahlı grupların köyde barındığını ve burada kendilerine yönetim merkezi kurduğunu belirterek, güvenlik güçlerinin köylülerin talebi üzerine köye askeri operasyon düzenlediğini söyledi. Şam 'askeri operasyonda' ağır silahların
kullanıldığı yönündeki haberleri reddetti. Güvenlik güçlerinin sadece hafif silahlar kullandığını ve beş binayı hedef aldığını ifade eden Makdisi, Tiremse'de 39 kişinin hayatını kaybettiğini, bunlardan ikisi hariç hepsinin silahlı kişiler olduğunu belirtti.



Annan 'acele' yorum yapıyor



Şam ayrıca BM ve Arap Birliği elçisi Kofi Annan'ı "acele" yorum yapmakla suçlayarak, operasyonda sadece zırhlı askeri nakil araçları ve hafif silahların kullanıldığını belirtti. Suriyeli isyancılar Perşembe günü, Tiremse köyünde 200'ü aşkın sivilin Suriye ordusu ve onlara destek veren milisler tarafından katledildiğini iddia etmişti. Olayın ardından, Tiremse'ye giden BM'ye bağlı bir gözlem ekibi de operasyon sırasında ağır silah, havan topu ve küçük silahlar kullanıldığı yönünde bir açıklama yapmıştı.



'Ülke trajik bir sona gidiyor'



Bu arada 'devrimin yanında yer alacağım' diyerek istifa eden ilk diplomat Suriye'nin Bağdat Büyükelçisi Nevaf El Faris, ülkesini 'trajik ve inanılmaz' yıkıma gittiğini gördüğü için kendisini muhalet hareketine ait hissettiğini belirtti. El Faris, İngiliz Telegraph gazetesindeki röpartajında Esad'ın babasından devraldığı şiddet tutkusunu devam ettirtiğini ve 'kendi dünyasında yaşadığını' söyledi. Devlet binalarına yapılan saldırıların bizzat rejim tarafından yapıldığını söyleyen Faris, " Bombalamalar öncesi binalar boşaltılıyor ve hiçbir istihbarat görevlisi ölmüyor. Ölenler yoldan geçen masum insanlar" diyerek daha önce istihbarat binalarına yapılan saldırıların bu şekilde olduğunu iddia etti. Faris, diğer diplomatlara da Esad' ı terk etmeleri çağrısı da yaptı.



Çelik'ten Halepçe hatırlatması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Ömer Çelik, dünya üzerindeki bütün siyasi partilerin Suriye'deki 'Esad Rejimi'ne karşı ortak bir tavır alması çağrısında bulunarak, Esad'a güçlü bir mesaj verilmesi gerektiğini söyledi. Tarihteki acı olaylardan ders alınmadığı gibi tarihin tekerrür ettiğini vurgulayan Çelik, uluslararası toplumu ivedilikle ortak bir tavır almaya çağırıp, BM Güvenlik Konseyi'ni artık varoluş nedenini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Suriye rejiminin kimyasal silahları Hama yakınlarına kadar getirdiği haberlerini aldıklarını da ifade eden Çelik, "Halepçe'den daha büyük bir katliam hazırlığı içinde olduğu duyuluyor" dedi.



'Ortadoğu'nun Prenses Diana'sı keyfini bozmuyor


Suriye'den gelen katliam haberleri dünyanın bütün dikkatini bu ülkeye çevirirken, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın İngiltere doğumlu eşi Esma Esad'ın keyfinden birşey kaybetmediği ve Londra'nın pahalı mağazalarından alışverişine devam ettiği ortaya çıktı. Wikileaks tarafından ele geçirilen belgelerde, 'Ortadoğu'nun Prenses Diana'sı lakabına sahip olan Esma'nın ülkenin sivil savaşa sürüklenmesine aldırmadan yaklaşık 600 bin lira değerinde lüks eşyalar aldığı gözüküyor. İngiltere doğumlu Esma'nın Londra'nın en pahalı semti olan Chelsea'nin mağazalarında lüks masa ve sandalyelerden mumluklara ve pahalı avizelere ve pahalı halılara kadar lüks eşyalar sipariş etmesi daha önce hacklenen maillerinden sonra şimdi de Wikileaks belgeleri ile de ortaya çıkmış oldu. AB ise geçtiğimiz aylarda aldığı yaptırım kararları ile Esad ailesinin yurtdışı alışverişlerini engelleme kararı almıştı.

ALINTI...

Suriye'de Bebekler Ölürken....

Suriye'de Bebekler Ölürken....
Canı yanan sabretsin! Canı yakan, canının yanacağı günü beklesin.


Fotoğraf: Suriye'de Bebekler Ölürken.... Canı yanan sabretsin! Canı yakan, canının yanacağı günü beklesin..  (sav)

SON BİR AYDIR BURMA ÜLKESİNDE 20 BİN MÜSLUMAN KATLEDİLDİ...



SON BİR AYDIR BURMA ÜLKESİNDE 20 BİN MÜSLUMAN KATLEDİLDİ...



SON BİR AYDIR BURMA ÜLKESİNDE 20 BİN MÜSLUMAN KATLEDİLDİ,ÇOLUK COCUK DEMEDEN SADECE MÜSLUMAN OLDUKLARI İÇİN.MEDYAMIZDA BİR SATIR HABER GÖRDÜNÜZMÜ ?KORKUNÇ,KORKUNÇ ORDA BİR MİLLET YOK EDİLIYOR BUDİSTLER TARAFINDAN DİRİ DİRİ YAKIYORLAR RESIMDE GÖRÜLDÜĞÜ GIBI MASUM KÜÇÜCÜK KIZLARI COCUKLARI BUDİST AYININ TARAFINDAN KATLEDIYOR.SAVUNMASIZ BİR TOPLUMU YOK EDİLİYOR,NERDE İSLAM ALEMİ ? NERDE MÜSLUMAN LİDERLERİ..




Ülke adı: Resmi adı: Burma Birliği

Resmi kısa adı: Burma.


Konum: Güneydoğu Asya'da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş ve Tayland arasında yer almaktadır...Dinler: Budist %89, Hıristiyan %4, Müslüman %4, animist %1, diğer %2


Dil: Burma )




تبا للإعلام أين هم من مجازر المسلمين في بورما



لا يوجد بشر على وجه هذه الأرض، سحق كما سحق المسلمون في بورما، ولا دينا أهين كما أهين الإسلام في بورما؛ عشرة ملايين من المسلمين في بورما -ميانمار حاليا- من إجمالي خمسين مليونا تعداد سكان بورما.



يعيش المسلمون جحيما حقيقيا، حيث تتعامل الطغمة العسكرية الحاكمة معهم وكأنهم وباء لا بد من استئصاله من كل بورما، فما من قرية يتم القضاء على المسلمين فيها؛ حتى يسارع النظام العسكري الحاكم بوضع لوحات على بوابات هذه القرى، تشير إلى أن هذه القرية خالية من المسلمين، قرى بأكملها أحرقت أو دمرت فوق رؤوس أهلها، لاحقوا حتى الذين تمكنوا من الهرب في الغابات أو إلى الشواطئ للهروب عبر البحر، وقتلوا العديد منهم، وكانوا يدفنون الضحايا في طين البحر وأدا للفضيحة.



ومن استعصى عليهم قتله ولم يتمكن من الهرب ورأوا أن لهم حاجة به، فقد أقيمت لهم تجمعات، كي يقتلونهم فيها ببطء وبكل سادية، تجمعات لا يعرف ما الذي يجري فيها تماما، فلا الهيئات الدولية ولا الجمعيات الخيرية ولا وسائل الإعلام يسمح لها بالاقتراب من هذه التجمعات، وما عرف حتى الآن أنهم مستعبدون بالكامل لدى الجيش البورمي ؛ كبارا وصغارا، حيث يجبرون على الأعمال الشاقة ودون مقابل، أما المسلمات فهن مشاعا للجيش البورمي؛ حيث يتعرضن للاغتصاب في أبشع صوره، امرأة مسلمة ظل الجيش يغتصبها لمدة سبع سنوات وأنجبت ستة أطفال لا تعرف أبا لهم، بعد أن قتل الجيش زوجها؛ لأن شوال أرز سقط من على ظهره، وامرأة مسلمة حامل ذهبت لمركز للطعام تابع للأمم المتحدة، فعاقبها الجيش باغتصابها حتى أسقطت حملها في مكان الجريمة .. ومليار مسلم يتفرج.





ادعوا لإخوانكم





ALINTI...

ERZİNCAN BAŞBAĞLAR UNUTULMASIN !


ÇEÇENİSTAN-SURİYE-GAZZE ÇOCUKLARI

Sağdan sola..

ÇEÇENİSTAN-SURİYE-GAZZE

GERÇEK TERÖRİST ABD'Lİ ASKERLER.

 
 
 
GERÇEK TERÖRİST ABD'Lİ ASKERLER.
 
 
IRAK'TA ABD'Lİ ASKERLER MÜSLÜMAN BİR GENC ERKEĞE TECAVÜZ VE İŞKENCE EDERKEN.

ŞEREFSİZLER UTANMADAN SIKILMADAN BİRDE FOTOĞRAFINI ÇEKMİŞLER.

 

7 Şubat 2012 Salı

Patanili Mucahid Komutanla Röportaj

Budist Tayland Ordusu’na karşı özgürlük mücadelesi veren Patanili Müslümanların Ünlü Mucahid Komutanı Hacı Ruslan ilk kez bir Türk Gazeteciye konuştu.



Patanili   Mucahid   Komutanla  Röportaj

09/09/2009



Tayland Ordusu’nun işgali altında olan Patani’de de Müslümanlar tıpkı Filistin, Afganistan, Irak ve Çeçenistan’da olduğu özgürlüklerini elde etmek için yıllardır mücadele veriyorlar. Tayland Yönetimi Patani’de Silahlı Müslüman Savaşçılar tarafından yürütülen direnişin dünya kamuoyuna mal olmaması için büyük bir çaba harcıyor ve gazetecilere çeşitli kısıtlamalar getiriyor. Patani’de kaldığım bir haftanın sonunda yoğun çabalarım sonuç verdi ve Patani’deki direnişin bir numaralı ismi olan Kumandan Ruslan ile görüşme fırsatı yakaladım. Kendi ifadesiyle 17 yaşından beri Tayland Ordusu’na karşı savaşan Kumandan Ruslan, Tayland Yönetimi’nin en çok aradığı isim olarak da biliniyor. Patani’de gerçekleştirilen silahlı eylemlerin tamamına yakınından Kumandan Ruslan’ı sorumlu tutan Tayland Ordusu, Kumandan Ruslan’ı ele geçirebilmek için binlerce askerden oluşan grupların eşliğinde dönem dönem köylere askeri operasyonlar düzenliyor. Uçsuz bucaksız Patani Ormanlarında yağmurlu bir günde görüşme imkânı bulduğum Kumandan Ruslan, Patani’deki direnişle ilgili bilinmeyenleri anlattı. İlgiyle okuyacağınızı tahmin ediyorum.





-Tayland Ordusu’na karşı uzun zamandır silahlı mücadele veriyorsunuz. Niçin böyle bir yola başvurdunuz?



Bu sorunuzun cevabı tarihte yatmaktadır. Patani bir zamanlar Müslüman Liderler tarafından yönetilen bağımsız bir İslam Devletiydi. Tayland Krallığı sömürgeci devlet İngiltere’nin de yardımıyla topraklarımızı işgal etti. Bu işgalle birlikte özgürlüğümüz elimizden alındı ve Patani Halkının kimliğinin temelini oluşturan İslam’a karşı savaş açıldı. Halkımıza önderlik yapan bir çok İslam Âlimi Tayland Askerleri tarafından tutuklandı. Bu alimlerden bazıları da tıpkı Önderimiz Hacı Slong gibi katledildi. Tayland Krallığı Patani’deki İslam Kültürünü yok etmek ve Patanili Müslümanları Budistleştirmek istiyor. Tarihi düşmanımız olan Tayland Krallığı bu amacını gerçekleştirebilmek için binlerce Budist Aileyi farklı yerlerden getirip Patani’ye yerleştirdi. Bizler Patani Halkı olarak dinimizi ve topraklarımızı korumak için Allah’a söz verdik ve topraklarımızı gasp edenlere karşı cihat başlattık. Dedelerimiz bu uğurda şehit oldular; biz de onların yolunu sürdürüyoruz. Taylandlılar tarafından yıkılan Patani İslam Devleti’ni yeniden kurmak ve binlerce yıldır vatanımız olan Patani’de özgür bir şekilde yaşamak için mücadele ediyoruz. Özgürlüğümüzü ve topraklarımızı geri alana kadar direnmeye devam edeceğiz ve toprağı işgal altında olan her Müslüman’a farz-ı ayın olan cihad vazifesini yerine getireceğiz.



-Tayland Ordusu’na karşı savaşırken nasıl bir strateji izliyorsunuz ve hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?



Vur-kaç taktiği olarak bilinen gerilla yöntemini uyguluyoruz ve Taylandlı Askerlere her yerde ve her fırsatta saldırmaya çalışıyoruz. Bu saldırılar 5-6 kişiden oluşan küçük gruplarımız tarafından gerçekleştiriliyor. İşgalci Budist Askerler tarafından Patani’ye kurulan askeri karargâhlar, polis merkezleri ve askeri kontrol noktaları öncelikli hedeflerimiz arasında bulunuyor.





Patanili   Mucahid   Komutanla  Röportaj



“SİVİLLERİN ÖLDÜRÜLMESİNE KARŞIYIZ”



-Tayland Yönetimi Patanili Direnişçilerin Budist sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Bu iddia hakkında neler söyleyeceksiniz?



Kadın ve çocukların dışında şehrini, evini terk edip Patani’ye gelen hiçbir Budist sivil değildir. Tıpkı farklı ülkelerden Filistin’e gelip İsrail Devleti’ni kuran Yahudiler gibi. Tayland Hükümeti topraklarımızı Budistleştirmek için farklı bölgelerden getirdiği Budist Aileleri Patani’ye yerleştiriyor ve bu aileleri Müslümanlara karşı silahlandırıyor. Patani’ye yerleşen Budistlerin, Tayland Askerlerinden tek farklı yönleri askeri kıyafetlerinin olmaması. Asıl sivilleri öldürenler Tayland Ordusu’na bağlı işgalci askerlerdir. Taylandlı Askerler daha 3 hafta önce Narativa’da iki eli tutmayan özürlü bir genci sokak ortasında öldürdüler. Bu özürlü gencin suçu neydi? Biz kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin İslam’a uymayan her türlü eylemi kınıyoruz. 6 ay önce Patani’de bir ilk okulun önünde öğrencilerin ders vakti sırasında okulun önünde devriye gezen Taylandlı Askerlere yönelik bir saldırı oldu. Saldırı da hiçbir Budist öğrenci zarar görmemesine rağmen biz bu saldırıyı kınadığımızı ve doğru bulmadığımızı açıkladık. İslam hangi dinden olurlarsa olsunlar savaş esnasında sivillerin öldürülmesini yasaklıyor. Biz de bu konuda İslam’ın emirlerine sıkı sıkıya bağlıyız.



-Bize kendi içinizde uyguladığınız sisteminizden bahseder misiniz? Mesela direnişçileri askeri operasyonlara nasıl hazırlıyorsunuz?



Bir mücahid askeri operasyonlara katılmadan önce eğitmenlerimiz tarafından 24 aylık bir eğitime tabi tutuluyor. Bu eğitimler her biri 6 ay sürmek üzere “anaokulu, ilkokul, lise ve üniversite” diye bölümlere ayrılıyor. Anaokulu dediğimiz bölümde mücahid olma adaylarına temel İslami bilgiler, Patani Tarihi ve niçin cihad etmemiz gerektiği üzerine bilgiler veriliyor. “İlkokul” diye isimlendirdiğimiz bölümde İslam’a göre savaş hukuku derslerini gören mücahid adayları lisede silah ve patlayıcı eğitimi almaya başlıyorlar. Üniversite evresinde ise hem fiziksel hem de zihinsel olarak cihada katılacak hale gelen bu adaylar 4 gün süren imtihanların ardından başarılı oldukları takdirde savaşmak için mücahidlerin saflarına katılmaya hak kazanıyorlar.





Patanili   Mucahid   Komutanla  Röportaj



“MÜCAHİD DİNDAR, ZEKİ VE DİRENÇLİ OLMALI”



-Direnişçileri kimler arasından ve nasıl seçiyorsunuz?



Her bölgede, her şehirde hatta her köydesorumlularımız var. Bu sorumlularımız bize mücahid olabilecek kişileri tavsiye ediyorlar ve biz de onları belli bir aşamadan sonra eğitime tabi tutmaya başlıyoruz. Mücahid adaylarını genelde çevrelerinde dürüst olarak bilinen dindar, zeki ve vücut olarak dirençli gençlerden seçiyoruz.



-Patani’deki direnişe yakın olan bazı siyasiler Tayland Yönetimi ile Patani üzerine görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmeler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?



Bizler Allah’ın rızasını elde etmek ve cenneti kazanmak için cihad ediyoruz. Cihad sadece cephede savaşmak değildir. Cihad bir çok alanı kapsayan genel bir ibadettir. Bir Müslüman insanlara İslam’ı anlatarak diliyle cihad edebilir, bir başka Müslüman da kalemini cihad için bir araç olarak kullanabilir. Burada önemli olan ihlaslı olmak ve Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmaktır. Biz işgalci Budist askerlerle göğüs göğse çarpışarak cihadın en üstün olanlarından birini yerine getiriyoruz. Bazı kardeşlerimiz de siyasi alanda cihad ediyorlar ve bizim taleplerimizi Tayland Yönetimi’ne iletiyorlar. Bazı kırmızı çizgilerimiz var; bu çizgiler aşılmadığı sürece Tayland Yönetimi ile bazı konular üzerinde görüşme yapılmasına karşı değiliz. Bu görüşmelere bazı dönemler Malezya, bazı dönemler de Endonezya aracılık yapıyor. Ben kişisel olarak bu görüşmelerden hiçbir zaman olumlu bir sonuç alamayacağımızı düşünüyorum. Bizi zafere ulaştıracak olan tek yol cihaddır. Fakat siyasi alanı da boş bırakamayız. Budist Tayland Yönetimi ile direk görüşülmesine de ilke olarak karşıyız.



-Bu görüşmelerde Tayland Yönetimi’nden sizin adınıza neler talep ediliyor?



15 senedir Tayland Hapishanelerinde tutulan 4 komutanımız var. Komutanlarımızdan biri ağır hasta. Biz bu komutanlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.



-Tayland Yönetimi bunun karşılığında sizden ne istiyor?

Silahlarımızı bırakmamızı ve askeri hedeflere yönelik gerçekleştirdiğimiz eylemlerimize son vermemizi istiyor. Tayland Yönetimi’nin bu isteğini asla kabul etmeyeceğiz. Çünkü son işgalci Patani’yi terk edene kadar silahlarımızı bırakmayacağız. İşgalci Budistlere karşı Peygamber Efendimiz’den ve dedelerimizden bize miras olarak kalan kutsal cihadı sürdüreceğiz.



-Tayland Ordusu’na karşı savaşmak için silahları nasıl elde ediyorsunuz? Size maddi olarak veya silah konusunda destek veren ülkeler var mı?



“Düşmanının silahı senin de silahındır” felsefesine inanıyoruz ve silahlarımızın genelini Tayland Yönetimi’ne bağlı polis karakollarına ve askeri karargâhlara düzenlediğimiz baskınlar sonucu elde ediyoruz. Ayrıca hiçbir devletten maddi yardım almıyoruz. Çünkü devletler maddi yardım karşılında sizden son derece ağır isteklerde bulunuyorlar. Patani Halkı cihadı ve mücahidleri seven bir halk. Cihadımıza destek veren binlerce gönüllü ailemiz var. Gönüllü ailelerden her biri mücahidlere aylık olarak ortalama 63 baht (10 dolar) yardımda bulunuyor. Elimizdeki imkanlar kısıtlı; fakat Allah çalışmalarımızı bereketli kılıyor. İşgalci düşmana karşı verdiğimiz cihadda sadece Allah’a güveniyoruz. Eğer O dilerse zafere ulaşırız.





Patanili   Mucahid   Komutanla  Röportaj



“İSLAMİ HAREKETLER HALKA İNEMİYOR”



-İslam Dünyası’nda tarzını beğendiğiniz ve kendinize yakın gördüğünüz İslami hareketler hangileri?



İslam’ın kuvvet bulması ve Müslümanların maslahatı için çalışan bütün İslami hareketleri kendimize yakın görüyoruz. Ben kişisel olarak özellikle Hamas’ı çok beğeniyorum ve başta Halid Meşal olmak üzere Hamaslı mücahidleri takdir ediyorum. Bugün İslami hareketlerin bir çoğu ne yazık ki halka inemiyorlar ve halkın genelinin güvenini kazanamıyorlar. Halkın güvenini kazanamayan hareketler hiçbir zaman başarılı olamazlar. Bu nedenle İslami hareketler halkçı olmalılar ve içinde bulundukları toplumların güvenlerini kazanmalılar. Hamas halk için gerçekleştirdiği sosyal faaliyetler sayesinde bunu başardı ve bütün İslami hareketlere örnek oldu. Biz de Hamas’ın bu yönünü kendimize örnek alıyoruz.



-Filistin, Afganistan, Irak, Çeçenistan gibi bölgelerde de sizinle aynı dünya görüşünü paylaşan Silahlı Müslüman Savaşçılar var. Bu bölgelerdeki Müslüman Savaşçılarla aranızda herhangi bir ilişki veya irtibat söz konusu mu?



İslam bütün Müslümanları kardeş ilan ediyor. Bundan dolayı Filistin, Irak, Afganistan, Çeçenistan gibi bölgelerdeki mücahidlerle aramızda inancımız nedeniyle kardeşlik ilişkisi var. Her nerede olursa olsun mücahidlerin işgal güçlerine karşı verdikleri direnişi manevi olarak destekliyoruz. Fakat bu bölgelerdeki mücahid kardeşlerimizle aramızda askeri alanda herhangi bir ilişki yok. Biz dünyanın her yerinde cihad eden mücahid kardeşlerimize, özellikle de Filistinli mücahidlere her alanda yardım etmeye hazırız. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın Yahudiler tarafından gasp edilmesi her Müslüman’ı olduğu gibi bizi de ağır şekilde üzüyor. Yahudiler bütün Müslümanların ortak düşmanıdır. Budist Tayland Yönetimi Patani’de Müslümanlara karşı yürüttüğü savaşta en büyük desteği İsrail Ordusu’ndan alıyor. Patani’de bize karşı savaşan askerlerin bir çoğu da İsrailli komutanlar tarafından eğitiliyor.



-Siz direnişçilerin saflarına nasıl katıldınız? Bize kişisel hikâyenizden bahseder misiniz?



Patani’nin özgürlüğü için savaşmaya başladığımda yaşım 17’idi. Askerler sürekli evlerimizi basıp, gençlerimizi gözaltına alıyorlardı. Bir baskın sırasında Taylandlı Askerlerin üst düzey komutanlarından birini öldürdüm ve köyümü terk ederek dağlara kaçtım. 17 yaşımdan beri İşgalci Tayland Ordusu’na karşı halkımın ve vatanımın özgür olması için savaşıyorum ve yıllardır dağlarda yaşıyorum. Yaşım artık 50’ye yaklaştı. Bundan sonra da gücüm yettiği kadar halkıma ve mücahidlere hizmet etmeye çalışacağım. Benim kişisel hikâyem bundan ibaret.





Patanili   Mucahid   Komutanla  Röportaj



“TÜRKİYE MÜSLÜMANLARA LİDERLİK YAPMALI”



-Türkiye hakkında neler biliyorsunuz?



Küçükken annemden hep İstanbul’u duyardım. İstanbul biz de Türkiye anlamına geliyor. Halife Abdulhamid İngilizlere karşı Patanililere yardım etmeleri için bir çok mücahidi Patani’ye göndermiş. Bu mücahidler İstanbul’dan gelmişler ve bir çoğu Patani’de şehid düşmüşler. İstanbul bizim için hilafetin merkezidir ve Türkiyeli kardeşlerimiz de halifemizin torunlarıdır. Türkiye Halkına son derece saygı duyuyoruz ve Türkiye’yi İslam Dünyası’nın en önemli ülkelerinden biri olarak görüyoruz. Türkiye’den Necmeddin Erbakan’ı ve başbakanınız Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyoruz. Ülkenizde başörtülü kızların üniversitelere giremediklerini de biliyoruz. Biz Türkiye’nin asıl kimliği olan İslam’a dönmesini ve tıpkı tarihte olduğu gibi Müslümanlara liderlik yapmasını temenni ediyoruz. Ayrıca Türkiye Halkından Patanili Müslümanlara sahip çıkmalarını ve bize dua etmelerini istiyoruz.

ADEM ÖZKÖSE



http://www.islam-tr.net/serbest-kursu/16573-patanili-mucahid-komutanla-roportaj.html

 


 

PATANİ CİHADI

PATANİ CİHADI

 

Patani, Tayland sınırları içerisinde ve Tayland’ın güneyinde yoğun olarak Müslümanların yaşadığı bölgenin adıdır. Tayland Müslümanları olarak bilinen bu kesimin büyük bir çoğunluğu köken olarak Malay ırkına mensuptur.

Güneydoğu Asya’daki tarihi antik çağlara dayanan Patani, 15. yüzyılda bir İslam krallığı haline geldi ve bu dönemde en parlak çağını yaşadı. Patani İslam Krallığı, 15. ve 17. yüzyıllar arasında önemli bir ticaret ve eğitim merkezi haline geldi. Patani, bu yüzyıllarda bölgeye akın eden sömürgeci güçlerin doğrudan saldırısına maruz kalmamış olsa da, yanı başındaki Siyam Krallığı’yla çetin bir mücadele içerisindeydi. Bu uzun süreli mücadele sürecinden sonra iç karışıklıkların da etkisiyle zayıflayan krallık, bölgedeki sömürgeci güç İngiltere’nin de desteğiyle daha sonraki yıllarda Siyam Krallığı’nın topraklarına dahil edildi.

Tampon bölge olmasının getirilerini kullanarak sömürgeci güçler arasında başarılı bir denge siyaseti izleyen Tayland, Güneydoğu Asya’da büyük güçler tarafından sömürgeleştirilemeyen tek ülke olarak kalmayı başarmıştır. Patani’nin İngiltere tarafından Tayland’a bırakılması da, büyük ölçüde sömürgeci güçler arasındaki reelpolitik dengeleri kullanmasıyla ilişkilidir. 1909 yılında resmen Siyam topraklarına dahil edilen Patani, bu yıldan itibaren sürekli bir direniş içerisine girdi. Tayland’ın 1938’de başlattığı reform hareketleriyle din, dil ve kültürel yapısına sürekli müdahale edilen Patani’deki direniş, 1940’lı yıllarda doruğa ulaştı.

Bu dönemde Patani siyasi direnişinin öncüsü olan Hacı Sulong’un meseleye uluslararası hukuk çerçevesinde çözüm bulma girişimleri, bölgenin adını nihayet dünya kamuoyuna duyurdu. Hacı Sulong’un amacı, Patani halkının dinî ve kültürel kimliğine yapılan müdahaleleri durdurmaktı. 1960’larda tekrar ortaya çıkan direniş grupları arasında bir birlik sağlanamamasından dolayı, Patani direnişi bu yıllarda 1940’lı yıllardaki kadar etkili olmadı. 1960–1980 yılları arasındaki mücadele dönemi, 1980’de göreve gelen uzlaşmacı Tay yönetiminin özellikle ekonomik alandaki yenilikleriyle duruldu.

1990’lı yıllarda kendilerine siyasi katılım hakkı da verilen Patani halkı, Tayland yönetimine karşı nötr bir tavır içerisine girdi. Lakin Patanililere verilen imtiyazlar, bu halkın Tayland’a karşı hissettiği tarihî öfkeyi ve süregelen ekonomik problemleri örtemedi. Öte yandan Tay yönetimi de, Patani halkını potansiyel tehlike olarak görmekteydi. Bu yüzden, önceki dönemdekiler kadar yoğun olmamakla birlikte bölge üzerindeki baskılar sürmekteydi.

Son 20 yıldır büyük ölçüde küllenmiş olan olaylar, 2000’li yıllarla beraber tekrar alevlendi. Amerika’daki 11 Eylül saldırıları sonrasında tüm dünyayı etkisi altına alan “terörizmle savaş” kasırgası, bu küçük bölgeyi de vurdu. Güneydoğu Asya’da, El-Kaide liderlerinden olduğu iddia edilen Endonezya kökenli Hambali’nin Tay toprakları içerisinde yakalanması gözlerin buraya çevrilmesine neden oldu. Ordularını bu bölgeye yönlendiren Tay yönetimi, bu konuda ABD’den yardım ve taktik takviyesinde bile bulundu. Birçok muhalif tarafından olayları abarttığı düşünülen Tay yönetiminin hızını alamayarak 28 Nisan ve 25 Ekim 2004’te meydana gelen protesto gösterilerine yaptığı sert müdahaleler, adeta bir savaş niteliğindeydi. 2004 yılı başından bu yana bölgede süregelen olaylar, bu mahzun halkın acılarını bir kez daha tazeledi.

Bölgede yaklaşık iki yıldır uygulanan sıkıyönetim döneminde 100’e yakın kayıp ve 1000’e yakın öldürülme hadisesi vuku buldu. Son olaylar, Güney Tayland olarak tanıtılıp ismen sahiplenilen bu bölgenin mânen dışlanmışlığının bir göstergesiydi.

Topraklarının sömürülmesi dışında Tayland’la hiçbir bağlantısı olmayan Patani halkının direnişi bilinmeye değer bir mücadeledir. Sayıca az olan bu halkın dinî ve kültürel değerleri uğruna verdiği büyük mücadele, Patani halkının özgürlüğe duyduğu özlemin ifadesidir. Bu değerleri kaybetmenin varoluşlarını anlamsızlaştıracağı düşüncesinde olan Patani halkı, bu düşüncenin bedelini hâlâ ödemektedir. Seslerini dünyaya duyuramamış bu halkın yıllardır verdiği mücadele bugüne dek devam etmiştir.

  

http://www.zeynepder.org/forum/index.php?topic=15521.0

 

 

COCA COLA FİRMASININ REKLAM RESMİ

 
VE COCA COLA FİRMASININ REKLAM RESMİ



COCA COLA'NIN DEĞİŞİK YAHUDİ BÖLGELERİNDEKİ REKLAMI:....

Üstteki yazının tercümesi: (Were moving to a new location !!! = Artik yeni yerimize tasiniyoruz !!!)

Alttaki yazının tercümesi:'COCA COLA İÇ, ISRAEL'E DESTEK OL !!!!!'''

Biliyormuydunuz ?

Firma karının % 50 sini İsrail Ordusuna aktarıldığını...

Dünyada en çok coca cola sevenlerin müslümanlar olduğunu

Belçika da Sağlık Bakanı Luc Van Den Bossche'nin Coca-cola 'nın

şişe veya kutulardaki tüm ürünlerinin piyasadan çekilmesini emrettiğini...

Ve Bakanlığın, Coca-Cola ürünlerini içen kişilerde ciddi zehirlenmeler görüldüğünü belirterek, Coca-Cola' nın

içinde kandaki alyuvarların erimesine neden ve kansızlığa yol açan 'hemolyse' maddesinin bulunduğunu açıkladığını...

YİNE AYNI NEDENLERDEN DOLAYI HİNDİSTANDA TAAMEN ,LETONYADA İSE OKULLARDA VE ÇOCUKLARA SATILMASININ YASAKLANDIĞINI...



UYAN ARTIK

HRİSTİYAN NİJERYALI ASKERLER MÜSLÜMANLARI ÖLDÜRÜYORLAR

Vahşi, yamyam, Çinliler Böcek değil Bebek bile yiyorlar!

Çinliler Böcek değil Bebek bile yiyorlar!



Bu pis canavarları şeytan vurmuş ve bırakıp gitmiş.



Bu pis mahluklar kedi, köpek ve fareleri yiyip bitirmişler, insan yemeye başlamışlar artık.

LÜTFEN RESİMLERE BAKIN ! (LİNKİ TIKLAYIN)





http://www.gokbayrak.com/tr/forum/viewtopic.php?f=8&t=28

 



 

 ÇİN'DE KEDİ YEME PAZARI-VİDEO

http://www.twohaf.com/2007/10/inde-kedi-pazari.html

ÇİN'DE KÖPEK YEME PAZARI

Bu çinliler ağzının tadını biliyor! İşin şakası görüntüler ürkütücü katliam dolu insanlar ne bulursa yiyor, böcek, fare, maymun kısaca ayrım yok. Avrupa ülkelerinde nasıl tavuk, domuz, inek vb. gibi çiftlikler varsa asya ülkelerinde bunlara benzer köpek çiftliklerinin olduğu biliniyor. Köpek etinin çok yüksek bir protein deposu olduğu söyleniyor. Türkiye'deki tavukların ayakları nereye gidiyor. Diye merak edeniniz varsa aydınlatayım Çin'e gidiyor. Diğer enteresan yemek türleride ilginizi çekebilir.





















Köpek bağırsaklarından sosisin hazırlanış aşamaları.











 

http://www.twohaf.com/2007/07/kpek-yermisin.html