2 Mayıs 2014 Cuma

ERMENİLERİN HOCALI KATLİAMI( 25 Şubat 1992 )



 

ERMENİLERİN HOCALI KATLİAMI( 25 Şubat 1992 )
 


Hocalı Katliamı, 25 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde çok sayıda Azeri sivilin, Ermeniler tarafından öldürülmesi olayıdır. Azeri kaynaklarına ve Memorial Human Rights Center, Human Rights Watch ve diğer bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının bildirdiklerine göre katliam, Rus 366. Motorize Alayı'ın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir. 


Human Rights Watch, Hocalı katliamını Karabağ'ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirmiştir. Azeri kayıplarının sayısı üzerinde tartışmalar devam etmekteyse de, 400 ila 1000 arasında oldukları genel kabul görmektedir. Azerbaycan resmî kaynaklarının bildirdiği resmî rakam 613 sivil olup, bunların 106'sı kadın ve 83'ü çocuktur.


 Oluşumu


Yukarı Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı köyü stratejik olarak Ermenistan Silahlı Kuvvetleri için askeri bir hedef niteliğinde idi. Hocalı stratejik olarak Karabağ dağ silsilesinde Ağdam-Şuşa, Eskeran-Hankendi yollarının üzerinde yerleşmektedir. Hocalı’nın coğrafi-stratejik konumu Ermeni silahlı birliklerinin buraya saldırmasına müsaitti. Hocalı Hankendi’nden 10 km uzaklıkta güneydoğusundadır. Karabağ’daki tek havaalanı Hocalı’dadır.


Hocalı 1991 yılının Ekim ayından itibaren ablukadaydı. Ekim’in 30’unda kara yoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası helikopter kalmıştı. Hocalı’ya son helikopter 1992 yılı Ocak ayının 28’inde gitmişti. Şuşa şehrinin semalarında sivil helikopterin vurulması ve bunun sonucunda 40 kişinin ölümünden sonra bu ulaşım da kesilmişti. Ocak ayının 2’sinden itibaren şehre elektrik verilmemişti. Şubatın ikinci yarısından itibaren Hocalı, Ermeni silahlı birliklerinin ablukasına alınmış ve her gün toplardan, ağır makineli silahlarla bombalanmıştır.


 936 km2’lik alana sahip ve 2.605 aileden ibaret 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası 26 Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kalmış ve kasaba tamamıyla yok edilmiştir. Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildi ve tamamen savunmasız bir durumdaydı. Hocalı da dağınık halde elinde hafif silahlar bulunan 150 kişi bulunmaktaydı. Azerbaycan silahlı kuvvetleri Hocalı halkına yardım edemedi, hatta uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı.


Ermenistan Silahlı Kuvvetleri köyü üç yönden kuşatmış, helikopter ve ağır silahların yardımı ile önce köyü bombalamış ve ardından da köye girerek katliam yapmıştır. Ermeniler bu köyü işgal ederek bütün bölge halkına bir mesaj vermek istemekteydiler. Nitekim Azerbaycan Türkleri için ağır bir mesaj vermiş oldular. Hocalı işgal edilerek ve neredeyse tamamen yok edilerek bölgedeki çözülme hızlandırılmış oldu. Ermeniler bu hamleyle aynı zamanda önemli bir stratejik mekanı da işgal ederek askeri açıdan önemli bir başarı elde etmiştir. Ancak insanlık adına tarihin en acımasız soykırımı gerçekleştirilmiştir. Diğer taraftan Ermeniler için bu soykırım kendilerinin iddia ettiği 1915 yılında yaşananların bir öcü niteliği de taşımaktaydı.


Ermenistan Silahlı Kuvvetleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı köyünde sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan resmi rakamlara göre 613 kişiyi katletmişlerdir. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 7’ten fazlası ise yaşlıydı. Normalde en şiddetli savaşlarda dahi savaş dışında tutulan, dokunulmayan bu kesime Ermeniler yaşlı, kadın ve çocuk demeden acımasız işkenceler yaparak katletmiştir. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştur. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görülmüştür. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştır.


Gelişmelere seyirci kalan BM ve Batılı devletler, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir. Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye 1921 Kars Anlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahalede bulunabileceğini açıklamıştır. Uluslararası toplum, ancak Ermenilerin nüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer’e saldırmasıyla harekete geçti. BMGK, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesini istedi, ancak bu sonuç vermedi. Kararın ardından AGİT bünyesinde arabuluculuk çalışmaları başlatıldı.


Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu. Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna, 'Hocalı Katliamı' başsorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.
 

BASINDA ERMENİLERİN HOCALI KATLİAMI

 

BASINDA ERMENİLERİN HOCALI KATLİAMI


 
Krua l'Eveneman Dergisi (Paris), 25 Şubat 1992 tarihi: Ermeniler Hocalı’ya saldırmıştır. Bütün dünya vahşice öldürülmüş cesetlere şahit oldu. Azeriler binlerin öldüğünden bahsediyor.

Sunday Times Gazet...esi ( Londra) 1 Mart 1992 tarihi: Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmiştir. 


Financial Times Gazetesi (Londra) 9 Mart 1992 tarihi: Ermeniler Ağdam’a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler 1200 kadar ceset saymış. Lübnan’lı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ’a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır. 


Times Gazetesi (Londra) 4 Mart 1992 tarihi: Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.


İzvestiya Gazetesi( Moskova) 4 Mart 1992 tarihi: Kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin arasında kafa derisi soyulmuştu. 


Le Monde gazetesi (Paris) 14 Mart 1992 tarihi: Ağdam’da bulunan basın mensupları, Hocalı’da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir.


İzvestiya Gazetesi (Moskova) 13 Mart 1992 tarihi: Binbaşı Leonid Kravets: “Ben kendim tepede yüze yakın ceset gördüm. Bir erkek çocuğunun kafası yoktu. Her tarafta işkenceyle öldürülmüş bayan, çocuk ve yaşlılar vardı.”


Valer Actuel Dergisi (Paris) 14 Mart 1992 tarihi: Bu ‘özerk bölgede’


Ermeni silahlı birlikleri yakın doğuda üretilmiş yeni teknolojiye, ayrıca helikoptere sahiptiler. ASALA’nın Suriye ve Lübnan’da askeri kamp ve silah depoları vardır. Ermeniler yüzden fazla Müslüman köylerine saldırı düzenlemiş ve Karabağ’daki Azerbaycanlıları öldürmüşler. 


 R. Patrik, İngiliz Muhabir (olay yerinde bulunmuş): “Hocalı’daki vahşiliklere dünya kamuoyunda hiçbir şekilde hak kazandırılamaz !!!”

Golos Ukraini: V Stacko: Savaşın yüzü olmuyor. Yalnız çokça maske, kanlı gözyaşları, ölüm, bedbahtlık, yıkımlar. Hocalı'da bebekleri ne için katlettiler, ya anneleri? Allah insanı cezalandırmak isteyince onun aklını alıyor.' 


 Nie Gazetesi: (Bulgaristan) Violetta Parvanova: 'Hocalı insanlığın faciasıdır.' 


 3 Mart 1992’de BBC Morning News saat 07.37 yayınında durumu şöyle aksettirmiş; “Canlı yayın muhabirimiz 100 den fazla Azeri erkek, kadın ve bebek dahil olmak üzere çocuk cesetleri gördüğünü ve bunların başlarına yakın mesafeden ateş edilerek öldürüldüğünü rapor ediyor.”


16 Mart 1992 tarihli Newsweek’te Pascal Privat ve Steve Le Vine tarafından hazırlanan haberde katliam şu şekilde yansıtılmış: “Geçtiğimiz hafta Azerbaycan yine bir morgun mahzeni gibiydi; bir caminin arkasına geçici olarak kurulmuş morga sürüklenerek getirilmiş düzinelerce ceset ve yas tutan mülteciler... Bunlar 25 ve 26 Şubat tarihinde Ermeni kuvvetleri tarafından istila edilen Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı köyünün Azeri sakinleriydi. Cesetlerin çoğu kaçmaya çalışırken yakın mesafeden vurulmuştu, bazılarının yüzleri paramparça idi, bazılarının kafa derileri yüzülmüştü…”


Human Rights Watch: Hocalı soykırımını Karabağ'ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirilmiştir. 

 Amerikalı gazeteci Thomas Goltz: “Fotoğrafçı arkadaşım öyle etkilenmişti ki fotoğraf çekebilmesi için kendisini objelerin üzerine doğru itmem gerekiyordu. Cesetler, mezarlar, evet hepsi mide gerektiriyordu. Ama olanları anlatmak, dünyaya duyurmak gerekliydi. Hayatta kalanları bularak hemen orada neler dediklerini kaydettik. Bazı cesetleri tanımaya çalıştım ama yüzlerinden vurulanlar, tanınmayacak halde olanlar vardı. Bazılarının kafa derileri yüzülmüştü.' 

 Hocalı katliamına tanık olan ve daha sonra Beyrut’a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, ‘For the Sake of Cross’ (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında (Sayfa: 62-63) vahşeti şöyle anlatıyor: ”...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.”


Hocalı Şahitlerinin İfadelerinden Katliam 


 Cemil Cümşüdoglu Memmedov: Nehçivanik koyüne gidip Ermenilere torunuma acımalarını söyledim. Bana hakaret edip komutana verdiler. O da bizi hapsetmelerini emretti. Burada çok sayıda kadın¬kız, çocuk vardı. Sonra bizi Hocaliya'a getirdiler. Karım, kızım, eniştem oradaydı. Tırnaklarımızı çektiler. Zenciler havaya sıçrayıp, yüzüme tekme atıyorlardı. Çok işkenceden sonra beni Ermeniler ile değiştirdiler. Karım, kızım ve torunumdan hiç haber alamadım. 


 Seriye Talibova: Gözümün önünde 4 Mesket Türk’ünün, 3 komşumuzun başını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler. Ermeniler, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler. Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler. 


 Cemal Allahverdioglu Orucov: 16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar. 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlu ve 18 yaşındaki hamile kızımı elimizden aldılar. 


 Hatice Abdullayeva: Bir süre yalın ayak ormanda kaldıktan sonra babam, annem ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamadılar. Esir düştüm, taşnak esirlerle değiştirildim. Şimdi iki ayağımdan da mahrumum. 


 Mirza Allahverdiyev: Ermenilerin saldırısından sonra ormana kaçtık. Burada 3 gün aç-susuz kaldık. 28 Şubat akşamı bizi kuşattılar. Bizi Askeran'da ölüm hücresine aldılar. Her gün birkaç adamı götürüp öldürüyorlardı. Altın dişlerimi kelpetenle çıkardılar. Babamı, iki kardeşimi, kardeşimin oğlunu öldürdüler. 


 Nesibe Aliyeva: Ormandan çıkar çıkmaz Ermeniler ateş açtılar. 40 kişiydik. 26 kişiyi aralarında oğlumu ve eşimi de öldürdüler. 


 Hatice Orucova: 8 yaşındaydım. Gözümün önünde babamı, annemi, 6 yaşındaki kız kardeşimi Ermeniler kurşunlayıp öldürdüler. Kurşun bana da geldi. 


 Muhammed Orucov: Ermeniler esirler arasında 10-13-15 yaşlarında kızları ayırarak götürdüler. 


 Cemil Memmedov: Şehre giren tanklar ve zırhlı taşıyıcılar evleri yıkıyor ve insanları eziyordu. 


 Talibov Samed: Yapılan işkenceler karşısında seslerini çıkaranları hemen öldürüyorlardı. Esirlikte gördüğüm dehşeti hiç unutamayacağım.
 
 


 KATLİAM VİDEOLARI:


 Ermeni teröristlerin Türklere uyguladıkları soykırım



http://www.youtube.com/v/rjaS3FwiFEc&hl=en&fs=1 
 


 ASIL TÜRKLERE SOYKIRIM YAPILDI. İZLEYİN

 


Tarih böyle zulüm gördü mü ?



TARİH BÖYLE ZULÜM GÖRDÜMÜ?

Birinci Cihan Harbi esnasında Ermenilerin Anadolu'da müslüman Türklere ve Kürtlere yaptığı zulmü görün.
 

Hamile bir kadını öldürüp karnını da deşmişlerdir.

27 Nisan 2014 Pazar

Prof.Dr.YUSUF HALAÇOĞLU ANLATIYOR


HİRİSTİYAN TERÖRİSTLER KATLEDİYORLAR



HİRİSTİYAN TERÖRİSTLER KATLEDİYORLAR


2 Köyde 50 Müslüman Hunharca Katledildi.

 

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Hristiyan teröristlerin Müslümanlara yönelik katliamı sürüyor.

 

Uluslararası Af Örgütü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Hristiyan teröristler ülkenin kuzey batısında bir köyde caminin yakınında balta ve bıçaklarla Müslümanlara saldırdı. Militanlar, diğer köyde ise caminin içine girip katliam yaptı.

 

Başkent Bangui'de Müslümanların yaşadığı mahallelerde yağmalama sürüyor. Yağmacılarla silahlanan Müslümanlar arasında çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalarda en az 1 kişi öldü, Fransız askerleri bir camiyi yağmalayanları gözaltına aldı.

 

Bu arada, Hristiyan teröristlerin Bangui'de önceki gün 16 kişiyi daha öldürdüğü ortaya çıktı.

 

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 4 bin civarında barış gücü askeri bulunduğuna dikkat çeken Uluslararası Af Örgütü, bu gücün 3 bin 200'ünün başkent Bangui'den öteye gidemediğine, Müslümanları yeterince koruyamadığına dikkat çekti.

 

Saldırılardan kaçan Müslümanlar, kiliselere sığınıyor, yabancı askerlerden koruma bekliyor. Ülkede yaklaşık 1 milyon kişinin yani her 4 kişiden birinin evlerinden kaçmak zorunda kaldığı bildirildi.


 

http://www.anadoluhaberim.com/haber_detay.asp?haberID=9835


25 Nisan 2014 Cuma

GENELKURMAY ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAM RESİMLERİNİ YAYINLADI-3




 
 

GENELKURMAY ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAM RESİMLERİNİ YAYINLADI.


"HEPİMİZ ERMENİYİZ" DİYEREK YÜRÜYÜŞE KATILAN GAFİL TÜRKLER!
ŞU FOTOĞRAFLARA BAKIN!


 Genelkurmay Ermenilerin Yaptiği Katliamın Resimlerini Yayınladı.


Tüyler ürpeten fotoğraflarda, Ermenilerin yaktıkları Kars çarşısı, Erzurum’da Türklerin'de çekildi.


Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesindeki Ermeni Sorunu bölümünde yer alan Ermeni katliamı fotoğrafları tüyleri ürpertiyor. Güncelleme:02 Şubat 2012 23:05 Genelkurmay Başkanlığı'nın yaklaşık 97 yıldan beri koruyarak, yaklaşık 6 yıldan beride kendi internet sitesinde yayınladığı Ermeni sorunu ile ilgili tarihi belge ve fotoğraflar , adete Ermeni soykırım iddiaları ile Fransa Senatosu ve Fransa Lideri Sarkozy'in öne sürdüğü siyasi çalışmaları çürütüyor. Ermeni Sorunu bölümünde " Ermenilerin Göç Ettirilmesi Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı", " K.Karabekir Paşanın Ermenilerin Yaptıkları Katliamı Bildiren Raporu", " Osmanlı Ordusunda Görevli Ermenilerin Listesi", "Talat Paşa'nın Ermeni Komitacıların Tutuklanması Emri" "Tehcire Tabii Tutulan Ermenilerin Oturdukları Yerler ve Sayıları" ve Ermelerin yapmış olduğu katliamların fotoğrafları yer alırken, yine 1921 yılında Berlin’de bir Ermeni tarafından öldürülen Sadrazam Talat Paşa’nın üzerinden çıkarılan kanlı gömleğinin fotoğrafı de yer alıyor.


İŞTE GENELKURMAY'IN ARŞİVİNDEKİ "ERMENİ KATLİAMI" FOTOĞRAFLARI 


 Tüyler ürpeten fotoğraflarda, Ermenilerin yaktıkları Kars çarşısı, Erzurum’da Türklerin içine doldurularak yakıldığı konak, Kasığından ve bacağından yaralanmış küçük bir Türk çocuğu, Kars’ta Ermeniler tarafından birbirlerine bağlanmak suretiyle canice öldürülen Türk askerleri, Katledilen Türk erkekleri, Sedyelere konmuş şehit kadın ve çocuklar, Ermenilerce karnında ateş yakılmak ve yüzleri kesilmek suretiyle öldürülen Türkler, Ermenilerin tahribinden sonra Erzurum’dan görünüm (1918), Bayburt’ta Ermenilerin katlettiği siviller, Hasankale’de Ermeniler tarafından yaralanan Türkler, 13 Şubat 1918’de Erzincan’da Hacı Müştak Efendinin evinde katledilen çocuklar ve aile bireyleri, Kars’ta ayakları başlarına bağlanarak katledilen Türkler, Erzincan’da Ermeni mahallesinde hapsedildikten sonra, 12 Şubat 1918 tarihinde yakılan Türklere ait cesetler, defnedilmek üzere taşınması fotoğrafı, Erzurum’un Alaca köyü sakini 250 Türk çeşitli binalara doldurulmuş ve benzin dökülerek yakılmışlardır. Sabah 06.00 da fotoğraf ç ekildiğinde, şehitler cenaze tarlası gibi görüntülenmiştir fotoğrafı, Bayburt’ta katliamdan kaçamayan Türkler, Erzurum’un Alvar köyünde, Ermeni saldırısına uğrayan anne ve çocukları, Erzincan’da katledilen çocuklar, kadınlar ve erkekler, Ermeniler tarafından kuyulara atılmış ve vücutlarının çeşitli yerleri balta ile parçalanmış şehitler. (10 Şubat 1918), Erzincan’da Harbiye Kışlasıyla Geçit yolu üzerinde katledilen çocuklar, Erzincan’da su kuyusuna atılarak şehit edilen ve daha sonra kuyudan çıkartılan 54 yaşındaki Mahmut Ağa, Erzincan’da, Ermenilerin katlettiği anne ve kızı (12 Şubat 1918), Kars’ın Subatan köyünde Ermeni katliamının feci bir örneği: Kadınlar, çocuklar; annelerinin karnından çıkarılan bebekler (25 Nisan 1918), Türk sıhhiye askerleri ölüleri defnediyorlar fotoğrafı, Adapazarı Ermeni komitesi ihtilal heyeti fotoğrafları yer alıyor. 


 KAZIM KARABEKİR PAŞA'NIN TÜYLER ÜLPERTEN TELGRAFI 

Genelkurmay Sitesi'ndeki 2 Şubat 1918 tarihli 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Albay Kazım Karabekir imzası ile 3’üncü Ordu Komutanlığına gönderilen telgrafta, "Ermeni çetelerinin Erzincan ve civarında yaptıkları mezalime ve 20’nci asrın “medeni”liği ile bağdaşmayan kan dökücülüklerine, Aşkale’den Erzurum’a kaçarken daha fecilerini ekleyerek, engizisyon mezalimini bile aratmışlardır. Merdivenköy’de 45, Aşkale’de 17, Tilkitepesi’nin 2 km güneyinde, haritada ismi yazılı olmayan Cinis köyünde 600 küsur nüfustan, 13’ü hariç olmak üzere, geri kalanının yakılmak, süngülenmek ve hamile kadınların karınları yarılarak çocukları kucaklarına verilmek suretiyle şehit edildiklerini arz ederim" ifadeleri yer alıyor. "CAN VE MALLARI KORUNSUN" 10 Haziran 1915 tarihli "Ermenilerin nakil ve sevklerini gerektiren siyasi sebepler Bakanlar Kurulunca kabul ve ilan edilen karar” adlı belge de ise şu ifadeler yer alıyor, "Harp bölgelerine yakın yerlerde oturan Ermenilerden bir kısmının Osmanlı hududunu düşman devletlere karşı korumaya gayret eden ordumuzun harekatını zorlaştırdıkları; erzak ve askeri malzeme nakliyatını güçleştirdikleri, düşmanla iş birliği yapmak ve birlikte hareket etmek emelinde oldukları, ayrıca düşman saflarına katıldıkları, yurt içinde askeri kuvvetlere ve masum halka silahlı saldırılar düzenledikleri, düşmanın deniz kuvvetlerine malzeme sağladıkları, müstahkem mevkileri düşmana göstermeye cesaret ettikleri tespit edilmiştir. Bunun için isyancı unsurların harekat sahasından uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu işlem için faaliyete başlanacaktır. Van, Bitlis, Erzurum vilayetleriyle, Adana, Sis ve Mersin’in merkezleri hariç, Adana, Mersin, Cebeli Bereket, Kozan livaları; Maraş’ın merkezi hariç Maraş sancağı; Halep vilayetinin merkez ilçeleri hariç İskenderun, Beylan, Cisrisugur, Antakya ilçelerinin köy ve kasabalarında oturan Ermeniler, güney vilayetlere acil olarak sevk edilecektir. Sevk edilecek Ermeniler, Van vilayeti ile sınır olan kuzey kısmı hariç olmak üzere Musul vilayetine ve Zor sancağına; Urfa’nın merkezi hariç olmak üzere Urfa sancağının güney kısmına; Halep vilayetinin doğu ve güneydoğu kısmına ve Suriye vilayetinin doğu kısmında belirlenen ve tahsis edilen yerlere nakledilerek yerleştirileceklerdir. Devletin temel çıkarları için uygun görülen bu işlemin bir yöntem ve kurala bağlanmasını isteyen 26 Mayıs 1915 gün ve 270 sayılı tezkere, Bakanlar Kurulunda görüşülmüştür. Görüşmelerde devletin varlığını ve güvenliğini muhafaza için devam eden uygulamalar ve fedakarca düzenlemeleri bozmaya yönelik zararlı hareketlerin etkili bir şekilde bertaraf edilmesi mutlak surette gerekli olup, Bakanlığınızın bu konu ile ilgili olarak uygulamaya koyduğu kararlar isabetli ve açık olduğundan, Bakanlığınızca bu emirde belirtilen uygulamaya başlanması uygun bulunmuştur. Belirttiğiniz şekilde, isimleri yazılı olarak bildirilen köy ve kasabalarda oturan Ermenilerden gönderilmesi gerekenlerin, gidecekleri yerlere rahat bir şekilde taşınmaları ve ulaştırılması ile yolculukları boyunca istirahatlerinin sağlanması, can ve mallarının korunması ve tespit edilen yerlerine vardıklarında kesin olarak yerleştirilmelerine kadar göçmenler ödeneğinden iaşeleri sağlanacak, daha önce sahip oldukları mali ve ekonomik durumları oranında, kendilerine emlak ve arazi dağıtılacaktır. Muhtaç olanlara, devlet tarafından evler inşa edilecek, çiftçilere tohumluk, meslek sahiplerinden ihtiyacı olanlara alet ve edevat dağıtılacaktır. Ayrıldıkları yerlerde kalan eşya ve mallarının ya da bunların değerlerinin karşılığı kendilerine aynı şekilde verilecektir. Boşaltılan köylere yerleştirilecek göçmen ve aşiretlere, emlak ve arazi değerleri tespit edilerek dağıtılacaktır. Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan, nakledilen kişilere ait taşınmaz malları yazılıp; cins, değer ve miktarı tespit edildikten sonra göçmenlere dağıtılacaktır. Göçmenlerin bildikleri ve yaptıkları işlerin dışında kalacak zeytin, dut, bağ ve portakal bahçeleri ile dükkan, fabrika, han ve depo gibi gelir getiren mallarının açık artırma ile satılarak yahut kiralanmak suretiyle toplam bedelleri kendilerine verilmek üzere sahipleri adına geçici olarak mal sandıklarına yatırılacaktır. Belirtilen bu işlerin yerine getirilmesinde yapılacak harcamaların, göçmenler ödeneğinden karşılanması için Bakanlığınızca düzenlenmiş olan yönetmeliğin bütün hükümlerinin uygulanması, terk edilmiş malların korunması, idaresi ile genel iskan işlemlerinin hızlandırılması, düzenlenmesi, incelenmesi ve uygulanması, alt komisyonlar kurulması ve memur istihdam edilmesi ile ilgili görev ve sorumluluklarını taşımak ve doğrudan doğruya Bakanlığınıza bağlı kalmak suretiyle, bir başkan ile biri İçişleri, diğeri Maliyeden seçilerek tayin edilen iki üyeden oluşacak komisyonlar kurularak görev yerlerine gönderilmesi, komisyon gönderilmeyen yerlerde söz konusu yönetmelik hükümlerinin valiler tarafından yürütülmesi uygun görülmüştür. Konu, Savunma Bakanlığına ve Maliye Bakanlığına tebliğ edilmiştir. Bakanlığınız tarafından uygulanmasına ilişkin tezkere yazılmıştır." 


 TALAT PAŞA'NIN TELGRAFI


İçişleri Bakanı Talat Paşa tarafından Osmanlı Ordusu Başkomutanlığına 24 Nisan 1915 tarihli gönderilen yazıda ise şu ifadeler yer alıyor, "Ermeni komitelerinin Osmanlı memleketlerindeki siyasi ihtilal teşkilatları ile öteden beri, kendilerine idari bir özerklik teminine yönelik teşebbüsleri, harbin ilanını takiben Taşnak Ermeni Komitesinin Rusya’da bulunan Ermenilerin derhal aleyhimize hareketine ve Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin de ordunun zayıf düşmesini bekleyerek o zaman bütün kuvvetleri ile ihtilale kalkışmalarına dair aldıkları kararları, her fırsattan yararlanmak suretiyle vatanın hayatına ve geleceğine tesir edecek hain hareketlere cür'etleri, özellikle devletin harp halinde bulunduğu şu sırada Zeytun ile Bitlis, Sivas ve Van’da meydana gelen son isyan hareketleri ile bir kere daha kesinleşmiştir. Esas olarak merkezleri yabancı ülkelerde bulunan ve bugün unvanlarında bile ihtilalcilik sıfatını koruyan bütün bu komitelerin çalışmalarının Osmanlı Devleti aleyhine olarak, her türlü sebebe ve vasıtaya başvurmak suretiyle, son emelleri olan özerkliği elde etmek amacı etrafında toplandığı, Kayseri, Sivas ve diğer yerlerde ortaya çıkarılan bombalar, Rus ordusuna gönüllü alaylar teşkil ederek Ruslarla birlikte memlekete saldıran, aslında Osmanlı uyruğundan olan Ermeni komite başkanlarının harekatı ve Osmanlı ordusunu arkadan tehdit etmek suretiyle pek büyük ölçüde aldıkları tertipleri ve yayınları ile meydana çıkmıştır. Bunun üzerine devletin kendisi için duygusal bir mesele teşkil eden bu cins tertipler ve teşebbüslerin devam etmesine hiçbir zaman göz yummayacağı, hoş görmeyeceği ve fesat kaynağı olan komitelerin hala varlıklarını kanuna uygun kabul edemeyeceğinden, sözlü olarak da ifade edildiği gibi, bütün siyasi teşkilatların kaldırılmasını acil ihtiyaç olarak hissetmiş ve gerekli tedbirleri almıştır. Nubar'ın Hınçak, Taşnak ve benzeri komitelerin gerek başkentte ve gerekse illerde bulunan şubelerinin derhal kapatılmaları, evrak vesairenin kesinlikle kayıp ve imhasına imkan bırakmamak suretiyle alınması, komitelerin başkan ve üyelerinin, bu işe teşebbüs eden şahıslar ile emniyet güçlerince tanınan önemli ve zararlı Ermenilerin hemen tutuklanmaları, bulundukları yerlerde ikametlerinin devamında sakınca görülenlerin il dahilinde uygun görülecek yerlerde toplattırılarak kaçmalarına meydan verilmemesi, gerekli yerlerde silah aramaya başlanarak, her türlü ihtimale karşı komutanlar ile haberleşilerek kuvvetli bulunulması, uygulamaların iyi yapılmasının temini ve bitirilmesi ile ortaya çıkacak evrak ve belgelerin incelenmesi sonucunda tutuklanan şahısların askeri mahkemeye verilmeleri uygun görülmüştür. Onaylandığı takdirde, gereğinin yapılmak üzere durumun bildirilmesine izin verilmesi konusu emirlerinize arz olunur."
 
 

GENELKURMAY ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAM RESİMLERİNİ YAYINLADI-2







GENELKURMAY ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAM RESİMLERİNİ YAYINLADI-1